17 Şubat 2015 Salı

Küresel Isınma : Ne Yaptık, Ne Yapmayı Planlıyoruz?

Bilgilendirme:

Bir makaleyle daha karşınızdayız. Bu sefer ele aldığımız konu hepinizin çok yakından bildiği bir şey.
İnsanlık olarak küresel ısınma konusunda ne yaptığımızı ve ne yapmayı planladığımızı derledik sizin için. Bu elbette bir makaleye sığacak kadar kısa bir konu değil. Yazı çok uzun olduğu için bende bölmeye karar verdim. Ben sizi daha fazla meşgul etmeyeyim de siz vakitleri kıymetli ziyaretçilerimiz hemen okuyup araştırıp öğrensinler...

Oku Araştır Öğren
Küresel Isınma : Ne Yaptık, Ne Yapmayı Planlıyoruz?

Jeo mühendisliğinden bahsediliyor ama bu medeniyetler tarihinin en büyük kumarı olabilir. Bazı bilim adamları bunu küresel ısınmaya karşı kullanmak istiyor. Hazırladıkları projeler destansı, tartışmalı ve test edilmemiş.  Jeo mühendisliğini bugüne kadar eşine rastlanmamış bir şekilde kullanmaya başlandı. Yapılan bu radikal müdahale insan oğlunu kurtarabilecek mi yoksa doğanın gücünü bize karşı tetiklicek mi ?
Küresel ısınma medeniyetleri tehdit etmektedir. Tamamen karbondioksit yayılımı ile beslenmektedir ama biz insanlar karbondioksidin ana kaynağı olan fosil yakıtları kullanmaktan vazgeçmiyoruz.  İnsan oğlu atmosferi kanalizasyon olarak kullanıyor. Karbondioksitleri atmosfere yayıyoruz. Doğaya verdiği zararsa yakin zamana kadar aklımızın ucundan geçmiyordu. İnsanlığın sebep olduğu iklim değişikliklerine sürekli kayıtsız kaldık. Bilim adamları bu sorunu önümüzde ki 50 yıl içinde çözmemiz gerektiğini söylüyor. Muhtemelen yüzlerce yılımız kalmadı.

Oku Araştır Öğren
Sıcaklık Kayıtları



Yıllık yaklaşık olarak 30 milyar ton karbondioksit atmosfere yayıyoruz. Durdurmadığımız taktirde neyle karşılaşacağımız tahminlerden ibaret. Bir çok bilim adamı 2050 yılına gelindiğinde artık geri dönüşün olmayacağına inanıyor. O zaman küresel ısınma doğayı bize karşı kışkırtacaktır. Tabi sistem ısınmayı besleyecek ve hızlandıracak. Bitkiler  birinci örneği teşkil etmektedir. Bitkiler öldükçe ve çürümeye devam ettikçe çürümüş bitkilerin saldığı karbondioksit ağaçların ve bitkilerin absorbe edebileceği miktarları geçecektir. Sonuç olarak küresel ısınma daha hızlı artmaya başlayacaktır.

Sıcaklıktaki bariz yükselmeler buzulların erimesine sebep olacak. Açığa çıkan sular ise deniz seviyesinin yükselmesine neden olacak. Bunun sonucunda bütün kıyı şehirler sular altında kalacak. O şehirlere ait bütün kültürler ve tarihi efsaneler sulara gömülecek. Bu durumun ekonomiye etkileri ise hesaplanamıyor.


Şimdiye kadar bir şey yapmadığımız açıkça ortada, peki ne yapmayı planlıyoruz ?


Soru şu ki küresel ısınmayı daha da kötüleştirmeden, fosil yakıtlara olan bağımlılığımızdan vazgeçebilecek miyiz ?  20 yıldan fazla suredir  ısınmadan bahsediliyor ama bu konu da hiç bir şey yapmadık. Fosil yakıtlardan vazgeçemediğimiz bu zaman dilimi içerisin de bizi kurtaracak olan şey Jeo mühendisliği olabilir mi ?  Hepimiz biliyoruz ki çevresel korumalar tek başlarına küresel ısınmayı durdurmaya yetmemektedir. Jeo mühendisliği bize yeni teknolojiler ve iklimi değiştirmek için yeni sistemler sunmaktadır. Bilim adamları bugünkü önerileri yarının gerçeklerine dönüştürmek istiyorlar. Bazı projeler fosil yakıtların yerini alabilecek olan yenilenebilir temiz enerji kaynakları sunmakta. Bazı projelerde biyokimya kullanımı ile tabi sistemin atmosfere saldığı karbondioksiti azaltmayı ön görüyor. Bu projelerin çoğu bilimsel alanda tartışmalara yol açtı ama tartışan taraflar jeo mühendisliğinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. Buna karşı çıkanlar dünya üzerinde test edilmemiş stratejileri kullanmanın, 7 milyar insani tehlikeye atarak tanrı rolü üstlenmek olduğunu savunuyor. İklimleri doğru şekilde kontrol edebilecek ahlaka sahip miyiz ? Termostat kimin elinde olacak Rusya biraz daha sıcaklık, Hindistan daha soğuk olmak isterse buna kim karar verecek ? Test edilmemiş bu stratejilere ne kadar güvenebiliriz ?

Büyük ve yüksek teknolojili bir örtü buzulları kurtarabilir mi ormanlık alanlar bombalama ile canlandırılabilir mi ? Güneş ışınları bizi fosil yakıtlardan kurtarabilir mi ? Yoksa helyum dolu dinamolar daha mı iyi olur ?


İLK PROJE : BULUTLAR

Gezegenimizin eko sistemleri geniş ve karmaşıktır. Bu sistemlerin bir çoğu doğa güçlerini kontrol eder. Kutuplardaki buzullar suları saklar ve deniz seviyelerini belirler. Okyanus akıntıları iklimleri düzenler. İklimler bitkilerin büyümesini sağlar. Bitkilerde ihtiyacımız olan oksijeni üretir. Bu sistemi işleten güç ise güneşten gelmektedir. Günümüze ise büyük karbondioksit miktarları yüzünden güneşin ısısı atmosferimizde hapsolmakta. Bazı bilim adamları küresel sıcaklığı doğal güneş yansıtıcıları ile soğutabileceklerini düşünüyorlar. Bulutlardan bahsediyorlar. Okyanus bulutlarını kullanarak güneş ışınlarının %10 luk kısmını geri yansıtabileceklerini düşünüyorlar. Dünyanın okyanuslarında 1500 gemilik filonun dolaştığını düşünün. Bu gemiler deniz suyu parçacıklarını gök yüzüne doğru üfleyerek bulut oluşumunu sağlamaya çalışacak. Oluşan bulutlarda yansıtmayı artıracak. Bilim adamları çok ince parçacıkları oluşturabileceklerini, bunları havaya gönderebileceklerini ve bunun sonucunda bulutların yansıtma özelliğini arttırabileceklerini savunuyorlar.

Peki bunu yapmayı gerçekten istiyor muyuz? Bulutlar iklim sistemi içinde hakkın da en az şey bilinenlerden biridir. Hakkında gerçekten çok az bilinen bir sistem üzerinde kasıtlı olarak değişikler yapılmaya çalışılması ne kadar doğrudur? Daha fazla güneş Işığı yansıtmak dünyanın bir bölgesinde kuraklığa başka bir bölgesinde de tayfunlara neden olabilir mi ? Bazı bilim adamları bunu büyük bir kumar olarak görüyor.

Doğurabileceği olumsuz etkiler:

Güneşi engellemek bitki gelişimini de engelleyebilir
Bulutların olduğu ve olmadığı yerde sıcaklık farklılıkları oluşabilir.
İstemeden neden olunan sorunlar çerçevesinde Afrika kıtasına yağmur düşmesini engellemek gibi dramatik sonuçları da olabilir.

Peki avantajı nedir ?

Sistemin güvenli olduğunu düşünen bilim adamları da var tabi yayılımın kademeli yapılmasıyla.
Yanlış birşey olduğu anlaşılırsa hemen durdurulabilir. Bilim adamları 2-3 günde eski haline döneceğini söylüyor.


SIRADAKİ PROJE : UZAYDA TEKNOLOJİK BULUT

Başka bir bilim adamı güneşin ısısını bulutları kurcalamadan engellemeyi düşünüyor. Onun planı gökyüzüne yuksek teknolojili bulut yerleştirmek. Bu bilim adamı güneş ışınlarının bir kısmını dünyadan uzaklaştırmak istiyor. Güneş enerjisinin %2`sini uzaklaştırabilirsek sıcaklığı sanayi devriminden öncesine çekebileceklerini söylüyor. 16 trilyon lensten oluşan bir uzay perdesi oluşturmak planlanıyor. Her lens güneş ışınlarını %1.8`ini yansıtmak üzere özenle yapılacak. Konsepti anlamak çok kolay, proje içinde ise çok büyük lojistik sorunlar yaratmakta


Oku Araştır Öğren
İşte o teknolojik bulutun konsepti
Diğer bi adı Güneş perdesi


Lensler tek başına hafifte saysak bu kadarı bir aradayken milyonlarca ton eder. Bu gibi projelerde maliyetler daha testler başlamadan iptal edilmesine sebep oluyor. 16 trilyonluk ağır camların uzaya gönderilmesinin maliyeti dünya devletlerinin toplam ekonomisi ile ölçülebilir. Maliyeti düşürmek içinse ekiptekiler dünya üzerinde daha hafif lensler kullanmayı planlıyor. Çok hafif lenslerin üretilmesi başarılsa bile bugünün teknolojisi onların hepsini uzaya gönderebilmek için yeterli değildir. Bu yüzden yeni bir teknoloji geliştirmek zorundalar. Bilim adamları bunun içinde elektromanyetik  enerji kullanana bir fırlatma sisteminden bahsediyorlar. Bununla bütün lensleri fırlatmanın maliyeti ise 1 ile 3 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Bu kadar para harcadıktan sonra bu sistem küresel ısınmaya çözüm olabilecek mi ? Yoksa sadece zaman mi kazanacağız.

oku Araştır Öğren
Bu da elektromanyetik enerjili fırlatma
sistemi konsepti.


Bir iklimcinin gözüyle bakarsanız bunun en basit yol olduğunu görürsünüz çünkü dunyayı ısıtanın güneş olduğunu biliyoruz ve güneş ışınlarının gelmesini engellerseniz dünyayı soğutmaya başlarsınız.

Eksikleri :

Gezegenin ısınmasını engellemek bile karbondioksit artışını engelleyemeyiz. Zamanla artarak devam ederse iklim değişikliğinin neden olduğu sorunlar karşılaşmak kaçınılmaz olur. Bu sorunlar gezegenin ısınmasından çok daha büyük olabilir.
Maliyetini saymıyorum bile...

3 trilyon harcamaktansa neden sorunu kökünden çözmeye çalışılmıyor ki ? Güneş enerjisine ve rüzgar enerjisine yatırım yapılabilir dahada geliştirebilirler.



Bu yazı biraz uzun olduğu için 3 bölümden oluşmaktadır. 2. bölüm için tıklayın

2 yorum:

  1. Güzel paylaşım devamını bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim Celo Bey Bizi takip etmeye devam edin

      Sil